Hoca Dostumun Emanet Karısını Doyasıya Siktim

Mrb dostlar, ben ilköğretimde hocalık yapan biriyim. Mektepte en içten olduğum Hoca dostum Haluk’un karısı Necmiye ile olan ilişkimi sizlerle paylaşacağım. Mektebe ceddildiğimde tanıştığım Haluk ve Necmiye çiftiyle zamanla samimiyetimizi iyice geliştirmiştik. Bunlar daha yeni konutlulardı, yaş itibariyle de aynı yaşlarda olduğumuz için çok iyi uyuşuyorduk, her mevzuda muhabbet ediyorduk. Bunlar beni birileriyle baş göz faktörün peşindelerdi, “Bekar bekar olmuyor, sana da birilerini bulalım, artık senin de baş göz olma zamanın geldi!” filan diyorlardı. Ama ben evlenme taraftarı değildim, daha yeni soyulmuştum ve azıcık ücretin tadını çıkarmak istiyordum.

İlk başlarda Necmiye o kadar da güzelime gitmiyordu, ama tanıdıkça, azıcık da abazalıktan olsa gerek, gözüme çok tatlı gelmeye başlamıştı. Bunların sex yaşamlarını hayal edip, nasıl sikiştiklerini hipotez etmeye çalışarak, ara ara zevke geliyor, 31 sürüklüyordum. Bir gün Haluk’un memlekette bir işi çıktığından, 2 günlüğüne oraya gitmesi gerekiyordu. Bunlarla da samimiyetimiz oldukça fazla olduğundan ve bana çok güvendiklerinden, beni aradı, karısının tek başına kalmaktan korktuğunu söyledi ve 2 günlüğüne karısının yanında kalabilir miyim diye sordu. Ben tabi havalara uçarak, fırsat bu fırsat, belki bir şans doğar diye, hemen kabul ettim. Daha sonra, akşam Haluk öğretmeni Necmiye ile beraber otogara vazgeçip yolcu ettikten sonra, eve geçmeden evvel bir restoranda yemek yedik, sonra da konutlarına geçtik.

Necmiye bana, “Ben üzerimi değiştireceğim, rahat birşeyler giyeceğim, istersen sen de değiş, eşofmanlarını giy, rahat edersin!” dedi. “Tamam!” dedim. Necmiye yatak odalarına gitti, ben de onun arttan farkettirmeden gidip, kapı deliğinden onun üstünü değişmesini izledim. Bedeni hipotez ettiğimden de hoştu ve üzerinde çok sexy bordo bir iç çamaşırı vardı ve göğüsleri bunların altından harika görünüyordu. O an kapıyı açıp içeri girmemek için kendimi güç yakaladım. Sonra ben de öteki odaya üstümü değiştirmeye gittim. Boxerla kaldım ve sikimi kaldırdım. Giyinmeyi azıcık ağırdan alıyordum ki, belki Necmiye kazanç, kalkık sikimi görür gibisinden. Ki hipotez ettiğim gibi oldu, Necmiye kapıyı bir anda açınca, beni boxerla gördü. Natürel kısa bir anlığına da olsa, gözleri benim kazık gibi olmuş sikime takıldı, sonra hemen özür dileyip, çıktı.

Ben üstümü giyindikten sonra mutfağa yanına gittiğimde, Necmiye çay demleyip, meyve tabağı hazırlıyordu. Beni görünce azıcık utandı, ama gülerek, “Ya pardon düşünceliliğime geldi, hiç kapıyı vurmadan açtım pat diye!” dedi. Ben de gülerek işi ibneliğe vurdum, “Ehemmiyeti yok, yabancı mıyız sanki?” dedim. Baktım hali hazırda gülüyor, içimden Bu iş tamamdır, Necmiye tav olmaya hazır, azıcık devireme yağlama yapmak gerekli! dedim kendi kendime ve mutfakta oturup çay içtiğimiz yerde mevzuyu, bana kız bulma sorununa getirip, “Ne zaman bana bir kız ayarlayacaksın ya?” dedim. O da, “Katlan ayarlayacağız…” dedi. Ben de, “Katlanırım etmesine, ama dokunması gerekli, senin gibi hoş ve tatlı birşey olsun bak, yoksa hoşlanmam!” dedim. Necmiye gülerek teşekür etti, “Beni beğeniyormusun?” dedi…

“Bu da sorulur mu şimdi! Fıstık gibi kızssın, her şeyin yerli yerinde, nazar dokunmasın! Kocan çok uğurlu senin gibi biriyle birlikte olduğu için!” dedim. “Hadi yaa, palavra söyleme, ben kendimi bilmiyormuyum sanki!” dedi. Ben de, “Valla çok güzelsin, seni çok seviyorum, tatlılık desen var, beden desen, sexilik desen var, daha ne olsun? Ben senin gibi biriyle birlikte olsam, bir ten bir kemik kalırım!” dedim. “O niçin ki?” dedi. “Eee yataktan hiç çıkmayız da ondan!” dedim. Bu Necmiyenin güzeline gitti ki, kahkaha ataraktan, “Ne ahlaksızsın sen ya, iyice azmışsın sen, sana bir an evvel bir kız bulmak gerekli!” dedi. “Valla şaka bir yana, filhakika bu aralar çok azgınım, canım fena halde birileriyle birlikte olmak istiyor!” dedim. “Tamam, sen merak etme, ben sana ayarlayacağım dostlarımdan birini!” dedi. “İyi o zaman, sabırsızlıkla bekliyorum!” dedim.

Artık ikimiz de rahat rahat konuşmaya başladığımızdan, ben buna, “Sizin aranız nasıl? Kocandan memnun musun? Aşk yaşamı nasıl gidiyor?” dedim. Necmiye de hiç çekinmeden anlatmaya başladı. Kocasını çok beğendiğini, onun gibi birini bulduğu için çok uğurlu olduğundan filan bahsetti, “Ama bir mesele var, kimseye söyleme bak, aramızda kalsın!” dedi. Ben, “Tamam! deyince devam etti, “Yatakta hiç iyi değil, performansı çok düşük. Acaba mesele benden mi kayanaklanıyor bilmiyorum. Birlikte oluyorken hiçbir şey kavramıyorum, bütün beğendiğim sırada yorulup vazgeçiyor! Ben de Haluk kendini makûs sezmesin diye birşey diyemiyorum, ama bir yandan da ben mutsuz oluyorum. Ne yapacağımı öğrenmiyorum. Kimseye de soramıyorum, söyleyemiyorum, sen bana bir us versene bir erkek olarak, ne yapmam gerekli?” dedi.

Artık ben iyice azmıştım, Necmiye ile böyle sarih sarih her şeyi konuşmak beni çıldırtmış, benim yarak kazık gibi olmuş, konuşurken boşalacaktım nerdeyse. Ben Necmiyeye küçük tüyolar verdim, sex yaşamlarını canlandırmak ismine, Halukla sevişirken, onu cesaretlendirici, kışkırtıcı sözler söylemesini ve sevişirken neden beğeniyorsa onu devam ettirmesini, hemen boşalttırmamasını, sevişme sürecini uzatmasını söyledim ve “Gerekirse sen üstte, o altta kalacak biçimde pozisyon değiştir, sen onu yönlendir!” dedim. Necmiye, “Tamam, birdahaki sefere sınarım! İyiki gelmişssin, valla bu mevzuda ne yapacağımı öğrenmiyordum, çok teşekkür ederim!” dedi. Ben dolaptan soğuk su almak mazeretiyle ayağa kalktım, gerçek emelim benim kalkan yarrağı buna göstermek istiyordum. Ve öyle de oldu, ben buzdolabının önünde dururken, Necmiye benim yarrağa kaçamak bakışlar atıyordu, giydiğim eşofman da yarrağımı dolaysız emin ediyordu zati…

Ben de Necmiyeye gülerek, “Ne o kız, nereye bakıyorsun öyle? Kocanı mı özledin?” dedim. “Ya yok, ondan değil de, seninki de hayli dikkat çekici, gözüm kaydı...” dedi. Gülerek ona, “Ne yapayım, böyle muhabbetler edince ister istemez kalktı… Baksana birşey merak ediyorum, sence senin kocanınki mi büyük, yoksa benimki mi?” dedim. Necmiye ilk başta nazlandı, “Ya ne öğreneyim ben!” deyip geçiştirmeye çalıştı. Ben de mevzunun üzerine giderek, “Hadi söyle ya, bunca şeyi konuştuk ta, o mu kaldı söylemeyeceğin?” dedim. “Ne öğreneyim ben, daha evvel başka bir erkeğinkini görmedim, ama kocamınki çokta büyük değil herhalde…” dedi. “Benimki daha mı büyük başka bir deyişle?” dedim. “Öğrenmem, seninki ne kadar ki? Eşofmandan çok emin olmuyor, ama seninki daha büyük sanki...” dedi. “O zaman göstereyim bak, mukayeseyle!” dedim. “Saçmalama, olmaz öyle şey, ben yapamam!” dedi. “Ya ne var yapamayacak, bir bakacaksın yalnızca!” dedim ve yanına gidip, dolaysız eşofmanımı boxerle beraber indirdim

Necmiye ilk başta ne yapacağını şasırdı, bakmamak için kafasını başka tarafa çevirip, gülmeye filan başladı. Ben de gülerek, “Hadi kız, ne var utanacak, sanki daha evvel bir erkeğinkini hiç mi görmedin? Zati sabahtan beri önüme meraklı bakışlarla bakıyordun, al sana dolaysız canlı canlı alet!” dedim. Necmiye sonra kafasını çevirip bakmaya başladı. “Nasıl, hoşlandın mı? Kocanınki mi büyük, bu mu?” dedim. “Hemen hemen aynı sanki, ama seninki belki azıcık daha büyük...” dedi. “İyi o zaman, bak sana kocanı aratmam işte, bu iki gün! Eline almak, okşamak ister misin?” deyip, yanına doğru iyice yanaştım. Necmiye azıcık teredütte kaldıktan sonra, eline alıp benim yarrağı okşamaya başladı. O an sanki kalbim duracak sandım, kaç defa hayalleyip 31 sürüklediğim kadın yarrağımı eline almış okşuyordu. Ama sonra elini çekti ve “Yapmayalım! Senle böyle birşey yapmam yanlış olur!” dedi.

Ben de, “Söz veriyorum, yaşadıklarımız yalnızca ikimizin arasında kalacak! Ve kocan geldikten sonra asla böyle birşey birdaha yapmayız, yalnızca sana iki gunlüğüne kocalık yapacağım, hem pişman da olmazssın bak, benimle yaşadığın şeyler senin için büyük bir deneyim olur, kocanla nasıl sevişmen gerektiğini, bir erkeği yatakta mutlu faktörün yollarını öğretirim!” dedim. Necmiye kabul etti, “Ama bak kimse dinlemeyecek, yoksa mahvolurum!” dedi. “Çılgın misin sen? Niçin söyleyeyim, ben de senle birlikte rezil olurum, kendimi niçin ateşe atayım?” dedim. Necmiye ikna olunca benım yarrağı tekerrür eline verdim, ben ayakta dururken bunu çömelttim. Sikimi iyice sıvazladıktan sonra, buna sikimi öpmesini, sonra da dondurma yalarmış gibi yalamasını söyledim. Necmiye uslu bir talebe gibi dediklerimi aynen yapıyordu, itiraz etmeden. Sikimi öyle bir yalayışı vardı ki, sanki kırk yıldır sike hasretmiş gibiydi.

Sonra buna sikimi somurmasını söyledim, bu somurmaya başladı. Ben iyice zevkten ayyaş olmuştum, içimden sanki iliklerimi alıp çıkarıyolar gibiydi, kasıklarımda karıncalanmalar oluyordu. Vazgeçsem sabaha kadar somuracaktı nerdeyse, ama ben de dur demeye soluk kalmamıştı, sonra boşalacağımı sezip, ağzına boşalmamak için, belki huylanır, sevişmeyi vazgeçer diye, bunu saçından çektim ve o anda yere boşaldım…

İkimiz de soluk soluğa kalmıştık. Azıcık soluklandıktan sonra, Necmiyeyi ayağa kaldırıp, üzerindekileri çıkarıp, öpüşmeye başladık. Bunun dudaklarına öyle bir yapıştım ki, vazgeçmiyordum. O da öpüşmekte harikaydı. Sonra boynundan göğüslerine dogru öperekten indim. Bunun göğüslerini iyice öpüp yalamaya başladım. Göğüs uçları iyice sivrilmişti, zevkten inim inim inliyordu. Necmiyeyi daha sonra mutfaktaki masanın üzerine yatırıp, bacaklarını açtım ve amını yalamaya başladım. Üst üste dil darbeleri atıyordum. Necmiye artık zevktten delirmiş bir gidişattaydı, bacakları iyice kasılıp, karnı titriyordu, bir yandan da amı sulanmaya başlamıştı. Am suyu geldikçe ben daha da iştahlanıp, amını iyice somuruyordum. Necmiye, “Artık yeter, tamamladın beni, gir içime!” demeye başlamıştı. Ama benim hemen girmeye hedefim yoktu, onu elimden geldiğince çıldırtmak istiyordum. Bu kadar zaman beklemişim, hemen girip zevkini almak istemiyordum…

Sikimi elime alıp, bunun amının üzerinde dolaştırıp, alt yukarıya yaparak amını fırçalıyordum. Sonra tekerrürden eğilip amını yalıyordum. Bu artık iyice kudurmuştu, “Yeterrrr, sok hadiii, sik beni!” demeye başladı. Ben de daha fazla direnemeyip, bunun amının içine kaydırdım yarrağımı. O anın zevkini anlatamam, yok böyle bir şey! Kendimden geçmiş, sanki transa geçmiş gibiydim ve durmadan gel git yapıyordum. Necmiye ellerini belime dolamış, tırnaklarını tenime geçirmiş, zevkten deliriyor, altımda orgazm olurken çığlıklar atıyordu. Ben de gelmek üzereydim, kenetlendim ve bunun içine boşalmaya başladım. Ama volkan patlaması gibi, durmadan geliyordum, o kadar dolmuşum, özlemişim ki, hiç durmayacak gibi geliyordum…

Azıcık sikim amında kaldıktan sonra, kalkıp beraber duş almaya gittik. Bir yandan birbirimizi sabunluyor, bir yandan da konuşuyorduk. Necmiye daha evvel hiç böyle olmadığını, gerçekten çok iyi seviştiğimi söyleyip duruyordu. Mutfakta bunun amını yalarken, amının kıllarından azıcık rahatsız olmuştum, jiletle onları arındım ve amını kaymak gibi yaptım. İyice yıkadıktan sonra bunun amını tekerrürden yalamaya başladım. Ve Necmiye yeniden deliler gibi iliyordu. Banyonun eko tesiriyle de sesi öyle bir azdırıcı geliyordu ki kulağıma, ben bunu köpükledikten sonra ters çevirip, ellerini fayanslara yaslayıp domalttım, sonra arkadan amına sikimi azıcık sürttükten sonra içine girdim ve pompalamaya başladım. Sabunun da tesiriyle gir çık yaparken baldırlarımızın birbirine değerken çıkardığı ses olağanüstüydü.

Banyoda Necmiyeyi sikerek 2 defa daha orgazm ettikten ve kendim de boşaldıktan sonra, tekerrür yıkandık ve kurulanıp yatağa geçtik. Azıcık dinlenip sohbet ettikten sonra, mutafaktan meyve tabağını getirip, dilimlenmiş meyveleri bunu göğüslerine, göbeğine ve amına dizdim, ve hepsini tek tek ağzımla alırken, bir yandan da öpüp okşuyordum Necmiyenin bedenini…

İki gün süresince, o yataktan yemek, banyo ve WC haricinde hiç çıkmadan seviştik, sikiştik. Yaşamımın en zevkli, en heyecanlı tecrübesiydi. Artık Necmiye ile birlikte olmasakta, her civarda birbirimize kaçamak bakışlar atmadan duramıyoruz!

Herkese heyecanlı sikişler!